Türkiye’de döviz cinsi varlıklara tarihi ilgi! Net varlık edinimi rekor düzeye yükseldi

Türkiye’de mevduat dolarizasyonunda gerileme ivmesi öne çıkarken, yurt içinde tasarruf sahiplerinin döviz cinsi varlıklara yönelik ilgisi ise tarihi tepe düzeylere yükseldi.

BloombergHT’nin haberine nazaran; Merkez Bankası’nın (TCMB) ödeme istikrarı data setinde yer alan ilgili bilgiye nazaran yurt içi yerleşiklerin döviz cinsi menkul değerleri kasım ayı sonu itibariyle 12 aylık olarak 20,8 milyar dolarla rekor düzeye yükseldi.

Temmuz ayıyla yükselişe geçti

Aylık bazda bakıldığında ivmenin bilhassa Temmuz ayıyla yükselişe geçtiği görüldü. Temmuz ayında yurt içi yerleşiklerin 12 aylık net varlık edinimi birinci kere 10 milyar doları aştı. Aylık bazda en yüksek edinim ise 4,6 milyar dolarla Eylül ayında gerçekleşti.

TCMB’nin açıklamasına nazaran portföy yatırımları içerisinde bulunan net varlık edinimi kalemi yerleşik bireylerin yurt dışı piyasalarda alım satımını yaptıkları menkul değerleri kapsıyor. Datalara, yurt içinde yerleşik şahısların (T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı, bankalar ve diğer sektörler) yurt dışı piyasalarda ihraç ettiği menkul değerlerden alım ve satımları da dâhil. Sektörel ayrımı da yapılan bu bilginin kaynağı banka raporları.

Döviz akımlarında sahiplik değişimi

Verilere dikkat çeken ekonomist Haluk Bürümcekçi dataya ait açıklamaya dayanarak kelam konusu çıkışın tamamının yabancı pay ve tahvillere yapılan yatırımdan kaynaklanmadığını belirtti. Bürümcekçi, yurt içinde tasarruf sahiplerinin, yurtiçi yerleşik kurumlar tarafından yapılan yabancı para cinsi menkul değer ihraçlarından alımlarının da azımsanmayacak bir kısmını oluşturduğunu belirtti.

Bürümcekçi bilgilere ait değerlendirmesinde, “Veriler bize Türkiye’nin döviz akımlarının birtakım kalemlerde birçok vakit yurtdışı yerleşiklerle olan süreçlerden fazla dövizin yurtiçindeki taraflar ortasındaki sahiplik değişiminden kaynaklandığını yansıtmaktadır. Ayrıyeten, yurt içi dolarizasyon eğilimi açısından yalnızca mevduat dolarizasyonunu takip etmenin kâfi olmayacağını, işin içine tüm varlık sınıflarını eklemenin daha geniş ve sağlıklı bir bakış açısı oluşturacağını düşündürmektedir” sözlerini kullandı.