Trump’ın Gümrük Vergileri ve AB Üzerindeki Etkileri
ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergilerini artırma konusundaki açıklamaları, Avrupa Birliği’nde (AB) ciddi kaygılara yol açtı. Özellikle ABD’nin Avrupa’dan ithal edilen ürünlere %10 ila %20 arasında yeni vergiler koyma ve otomobillere %100 gümrük vergisi getirme tehdidi, Brüksel’in hangi stratejiyi izleyeceği konusunda tartışmaları gündeme getirdi. AB Komisyonu‘nun eski başekonomistlerinden ve Almanya Rhine-Waal Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hasan Alkaş, Trump dönemindeki AB-ABD ilişkileri, AB’nin ekonomik politikaları ve Türkiye ile ilişkilerin geleceği üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.
Gümrük Vergileri ve AB’nin Yanıtı
Trump’ın AB’ye karşı her zaman mesafeli bir tutum sergilediğini belirten Alkaş, onun bir bütün olarak AB’yi güçlü bir aktör olarak görmediğini ifade etti. Trump’ın, İtalya ve Macaristan gibi ülkelerle bireysel ilişkiler geliştirmeyi tercih ettiğini vurgulayan Alkaş, Trump’ın gümrük vergilerini artırma tehdidinin aslında bir pazarlık stratejisi olduğuna dikkat çekti. Alkaş, “Trump önce maksimum talepleri öne sürer, ardından daha makul bir noktada uzlaşır. Ancak ABD gerçekten gümrük vergilerini artırırsa, AB de buna karşılık vermek zorunda kalacaktır” dedi. AB’nin 500 milyonluk büyük bir pazar olduğunu hatırlatan Alkaş, ticaret savaşlarının her iki tarafı da olumsuz etkileyeceğini sözlerine ekledi.
Türkiye’nin Stratejik Rolü
Trump’ın politikalarının AB’yi alternatif ticari ve ekonomik ortaklar aramaya yönelteceğini dile getiren Alkaş, bu bağlamda Türkiye ile daha güçlü ilişkiler kurmanın Brüksel için önemli bir avantaj sağlayacağını ifade etti. “Türkiye, en zor dönemlerde bile büyüme kaydedebilen bir ülke. Son yıllarda Almanya’ya kıyasla çok daha hızlı bir ekonomik büyüme gösteriyor. AB de bunun farkında. Türkiye artık AB’ye yük olacak bir ülke değil, aksine katkı sunabilecek bir ekonomik güç haline gelmiştir,” şeklinde konuştu. Alkaş, Ukrayna’nın AB’ye üyeliğinin ekonomik ve stratejik açıdan büyük riskler taşıdığını belirterek, “Türkiye’nin AB’ye sağlayacağı fayda, Ukrayna’dan çok daha fazladır” dedi.
Yeşil Dönüşüm ve Ekonomik Etkileri
AB’nin son yıllarda çevre politikalarına “kraldan çok kralcı” bir yaklaşım sergilediğini ifade eden Alkaş, bu durumun ekonomik büyümeye zarar verdiğini vurguladı. “Aşırı regülasyonlar ve yüksek enerji fiyatları, Avrupa’daki şirketlerin rekabet gücünü azaltıyor. Avrupa ekonomisi şu an yeterince büyüyemiyor; çünkü sanayisizleşme (deindustrialization) ve büyüme kaybı (degrowth) sürecine girmiş durumda,” dedi. Alkaş, Brüksel’in çevre politikalarını daha makul seviyelere çekmesi gerektiğini belirterek, “Hem yüksek büyüme hem de aşırı çevre hassasiyetiyle ilerlemek mümkün değil,” ifadesini kullandı.
Rusya ile İlişkiler ve Gelecek Stratejileri
ABD ile yaşanan gerilimlerin, AB’nin Asya ve Güney Amerika ülkeleriyle yeni ittifaklar kurmasını zorunlu kıldığını belirten Alkaş, BRICS ülkeleriyle ticari iş birliklerinin artırılmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Alkaş, AB’nin uzun vadede Rusya ile ilişkilerini normalleştirmek zorunda kalacağını vurgulayarak, “Avrupa, Rusya’yı ekonomik ve stratejik açıdan dışlayarak uzun vadeli bir barış mimarisi oluşturamaz. ABD-Çin rekabetinin arttığı bu dönemde AB, kendi çıkarlarını korumak için Rusya ile ilişkilerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaktır,” dedi.