TCMB’nin faiz indirimlerine devam edeceği beklentisi, yatırımcıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Aralık ayında 10.262 puan ile ara zirveye ulaşan BIST 100 endeksi, Ocak ayında 9.600-10.150 aralığında dalgalı bir seyir izledi. Ayı %1,77 artışla 10.004,38 puandan tamamlayarak, yatırımcılara umut vermeye devam etti. Sınai endeks %3,13 düşüşle değer kaybederken, Bankacılık Endeksi %2,62’lik bir yükselişle pozitif ayrışmayı sürdürdü.
Yıllık strateji raporumuzda belirttiğimiz üzere, enflasyonun seyri doğrultusunda TCMB’nin faiz indirimlerine yıl genelinde devam edeceği yönündeki beklentilerimizi koruyoruz. Bu durum, 2025 yılında riskli varlıklara olan ilginin artacağına işaret ediyor. Global piyasalarda ise Trump belirsizliği nedeniyle Fed’in parasal gevşeme döngüsünün yavaşlayabileceği öngörülse de, büyük merkez bankalarının 2025 yılı boyunca parasal gevşeme sürecine devam edecek olması, risk iştahını desteklemeye devam edecektir.
Ayrıca, Trump’ın Rusya-Ukrayna gibi jeopolitik risklerde azalma sağlaması durumunda, enerji fiyatlarındaki düşüşün global enflasyona olumlu katkı yapması beklenmektedir. Yurt içinde enflasyonla mücadele eden para politikasının, maliye politikasındaki düzenlemelerle desteklenmesi ve makro verilerdeki iyileşme, iç talep yoluyla reel sektör kesiminde de kademeli bir iyileşmeye neden olabilir.
Bu gelişmelerle birlikte, derecelendirme kuruluşlarının yılın ikinci yarısında not iyileştirmelerine devam etmesi bekleniyor. Bu durum, BIST’e olan yabancı yatırım ilgisinin artmasını sağlayabilir. Bu çerçevede, BIST 100 Endeksi için 12 aylık hedefimiz 15.000 puan olarak belirlenmiştir. Hedef değerimizin mevcut endekse göre %49,9 getiri potansiyeli taşımakta olması sebebiyle AL önerimizi koruyoruz.
MSCI Turkey endeksi, 2025T itibarıyla 6.63x F/K ve 0.88x PD/DD oranları ile EM MSCI endeksine göre sırasıyla %45,2 ve %44,7 iskontolu işlem görmektedir. Bu ay model portföyümüzde herhangi bir değişikliğe gitmiyoruz.
Piyasa Riskleri
- Yeni Başkan Trump’ın küresel ticareti ve büyümeyi etkileyecek şekilde gümrük tarifelerinde agresif bir tutum sergilemesi,
- Yurt içinde uygulanan dezenflasyon sağlayıcı politikalara rağmen enflasyonda beklenen düşüşün gerçekleşmemesi,
- Yumuşak iniş beklentilerine rağmen, özellikle büyük ekonomilerde resesyon riskinin belirgin hale gelmesi ve faiz indirimlerinin hızlanarak piyasalarda oynaklığı artırması,
- Global enflasyonda son aylarda görülen yukarı yönlü eğilimin sürmesi ve enflasyonun öngörülenden daha yapışkan hale gelmesi,
- Başta İsrail-Filistin-İran ve Rusya-Ukrayna arasında süregelen gerginliklerin artması.
Model Portföy üzerine değerlendirmelerimizi sürdürmeye devam edeceğiz.